Ölüm yıl dönümünde bir garip şair Orhan Veli’yi, Haluk Oral ve Şeref Özsoy'un onun hakkındaki düşünceleri ve elbette ölümsüz şiirleriyle anıyoruz…Orhan Veli'nin 105. yaşı anısına yeniden... * Ruhun şad olsun Orhan Veli... Orhan Veli’yi en iyi onun her bir şiirini, bıraktığı her bir cümleyi inceleyen yazarlar açıklayabilir kuşkusuz. Ben de onu, sevgili Haluk Oral’a sordum. Orhan Veli’yi, aramızdan ayrılışının 68. Yıl dönümünde, Haluk Oral’dan aldığım Orhan Veli ile ilgili birkaç cümleyi paylaştıktan sonra, 100. Yaşına özel belgeselden küçük alıntılar ve elbette şiirleriyle anacağım. (Haluk Oral) HALUK ORAL’DAN ORHAN VELİ’YE DAİR- Orhan Veli hakkında ne söylemek istersiniz? Sizi en çok hangi yönüyle etkiledi?Orhan Veli'nin benim için en önemli yönü her yaşta beni etkilemiş olmasıdır. Yaşım ilerledikçe şiirlerinin içeriği de derinleşti. O, Türk şiirine en çok kafa yoran ve bunu da eserlerine yansıtan büyük bir şairdi… (Melih Cevdet, Orhan Veli, Oktay Rıfat) ORHAN VELİ BELGESELİİzleyeniniz vardır. Orhan Veli hakkında her şeyden bahseden bu belgesel, Haluk Oralve Şeref Özsoy konuşmaları ile Orhan Veli şiirlerinden oluşuyor. Haluk Oral, Orhan Veli’nin çok ilginç bulduğu yaşamını, çocuk yaşlarından anlatmaya başlıyor. Tiyatroya duyduğu merakı, şiir hakkında yazdığı düzyazı metinleri, Garip Akımı’nı Melih Cevdet ve Oktay Rıfat ile nasıl başlattıklarını, şiir üzerine yazdıklarını muntazam bir düzende aktarıyor. Orhan Veli’nin asla monoton bir hayatı olmadığına dikkat çeken Oral, aynı zamanda Veli’nin söylendiği gibi utangaç bir adam olmadığını da dile getiriyor. “Onu tanıyan herkesin tanımlayacağı tek kelime ‘zarafet’ olmalı” diyerek çok zarif bir insan olduğuna değiniyor. Şeref Özsoy ise, girişi Orhan Veli’nin hayatındaki güzelliklere değinerek yapıyor. Onun çevresindeki herkesin tebessümüne katkıda bulunan komik bir adam olduğundan, durmadan deniz ve baharat isimleri sayabildiğinden ve deniz esintisini şiirlerine de taşıdığından bahsediyor. Dost meclislerinde hiç tartışmaya girmediğini, ama bilgisini ortaya koyan bir insan olduğunu aktarıyor… ÖLÜMSÜZ ŞİİRLERİNDENKendini bir şiirle özetlemişti aslında… Ben Orhan Veli “Yazık oldu Süleyman Efendiye” Mısra-i meşhurunun mübdii... Duydum ki merak ediyormuşsunuz, Hususi hayatımı, Anlatayım: Evvela adamım, yani Sirk hayvanı falan değilim. Burnum var, kulağım var, Pek biçimli olmamakla beraber. Bir evde otururum, Bir işte çalışırım. Ne başımda bulut gezdiririm, Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet. … İstanbul onun en büyük tutkusuydu. Bu şehir, burada yaşamak, onu anlatmak için hep bir yolu vardı. İstanbul, Orhan Veli’ydi; Orhan Veli, İstanbul… İstanbul’da Boğaziçi’ndeyim, Bir fakir Orhan Veli’yim; Veli’nin oğluyum, Tarifsiz kederler içinde. Urumelihisarı’na oturmuşum; Oturmuş da bir türkü tutturmuşum… … Onu dinlediğini ve her seferinde anladığını da anlatırdı. Bu onun dillere pelesenk şiiriydi… İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık… Ağlar çekiliyor dalyanlarda, Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı. YOLU HEP ŞİİRDEN GEÇTİOrhan Veli, 36 yıllık kısacık hayatına ne çok şiir sığdırdı. Naif mizacı ve iyilik dolu kalbi, tüm beynini ele geçiren şiirlerin cümlesi oluvermişti. Sokaktaki adamın sesi, söyleyemediği cümleleriydi şiirleri. Tüm aşklarını doldurduğu heybesinde şiirlerle geçen bir ömür, onu çukura çekse de, o, son vedasını yine bir şiirle yapacaktı… "Aşkın Resmi Geçidi … Gelelim sonuncuya. Hiçbirine bağlanmadım Ona bağlandığım kadar. Sade kadın değil, insan. Ne kibarlık budalası, Ne malda mülkte gözü var. Hür olsak der, Eşit olsak der. İnsanları sevmesini bilir Yaşamayı sevdiği kadar". * Sevgili Haluk Oral'a ilgisi için çok teşekkür ediyoruz. Belgeselin tamamını izlemek için tıklayınız. * |
456 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |